15 Nisan 2017 Cumartesi

gebelikte yolun yarısııııı

16 haftalık ikiz gebeliği kabullenmiş, hastanelere varan mide bulantıları hafiflemiş, karnı büyümüş bir Hülya'dan tekrar yine yeni merhabaaaa!!!!..... evet artık hamile olduğum dışarıdan anlaşılabiliyor, bu hale gelene kadar öyle bir durumdaydım ki ama, psikoloji göçük, fizik ise bitmek üzereydi.... çok şükür gebeliğin farkına yeni yeni varıyorum. üstelik karı koca sapıtmıştı psikolojimiz, 5 yıl boyunca hiç etmediğimiz kavgaları edip, hiç yapmadığımız saygısızlığı düşüncesizliği yaptık karşılıklı... demek ki neymiş, gebelik psikolojisi sadece kadına değil, erkeğe de sirayet ediyormuş.... çok şükür zararsız ziyansız (en azından minimum zarar ziyanla) tamamladık o süreci (inşallah yani, öyle umuyorum).... Buralarda yokken; kız kardeşimin de hamile olduğunu ve benim bebeklerin birinin kız birinin erkek olduğunu öğrendik.... epey ilerleme kaydetmişim yahu, ama halen gebelik deneyimlerimi yazmayı beceremiyorum :))
mesela şu anda sıkıldım, iyi geceler diliyorum öpüyorum... (not: kimse okumuyor olabilir, ben okuyorum ya yeter :) )

bugün keşfettim, 4,5 aylık gebeliğimde ilk kez bebekler ve annelik kavramları duygulandırdı beni bu şarkıyla

26 Ocak 2017 Perşembe

pozitif sonucuyla devam....

eveeeettt, tam bir hafta oldu sonucumuzu öğreneli, bugün de 5 haftalık olduk hayırlısıyla.... Karmakarışıklık halen devam ediyor, ama şimdi kaybetme korkusuyla birlikte nerede kaç liraya doğum yapacağım derdi çıktı iyi mi 👀👀 fiyatlar uçuk, fikir ve deneyim sıfır, araştırma işi çok..... yaş kırk olmuş, tüp bebekle hamile kalmışsın, daha ikiz olup olmadığı belli değil, e bu durumda insan riske atmak istemiyor tabi. Bir de kızkardeşim tüp bebeklerini 5 aylık erken doğum sonucunda kaybedince, panik katsayısı artıyor insanın tabi :(

16 Ocak 2017 Pazartesi

tüp bebek yolculuğu vol.2

Allahım delirme noktasına geldim, benden size tavsiye sakın ama sakın gerçekten çok ama çok istemeden tüp bebek yolculuğuna çıkmayın.... O kadar stresliymiş ki sadece sizin istemeniz yeterliymiş. neredeyse bir ay oldu doktorun kapısından gireli ve sadece 4 günüm kaldı sonucu öğrenmeme ama gelin bi de bana sorun. İşin anlamlandıramadığım bir diğer kısmı da, o sonuç telefonunda ne derlerse mutlu olacağımı bilmiyor oluşum. Evet evet, o kadar ilaç hormon stres sıkıntı ve ben şu anda koltukta uzanmış, hamile olmak mı olmamak mı diye merak ediyorum iyi mi....
tüp bebek konuşmalarımızda tamam derken meriç e dönüp bana bunu senden başka kimse yaptıramazdı, yeter ki sen mutlu ol, yaptırırım demiştim. oysa şu anda bir çocuk isteyip istemediğimden bile emin değilim, boşluk filan hissetmiyorum yani çocuğum olmadığı için.... hatta bi an istemiyorum, bi an saçmalama ne paralar döktünüz ne emekler harcadınız bu kadar insan yanılıyor olamaz, çocuk yapmak iyi birşey demek ki diyorum kendime. evden çıkamamak, duş alamamak, her yaktığım sigara da kocamdan bi laf duyma korkusuyla çocuk gibi çekine çekine paketi elime almak vs vs vs.... sabrımın sınırlarında gezinmeye başladım. bir de tabi nuh devrinden kalma bir romantik olarak bana, hamileliğin öyle laboratuvar ortamında olunca hiç de hamilelik gibi gelmediğini fark ettim.... hayır yani cuma günü hamilesiniz derlerse sanki bu büyük aşkımla ikimizin meyvesi gibi gelmiyor ki bana şu anda.
yine kafada kırk tilki, kırkı da kuyruğunu değil dolaştırmak değdirmeden dolaşan tilki şeklindeyim.... uzun lafın kısası, sakın ama sakın, zinhar kimseyi hiç kimseyi mutlu etmek için yapmayın tüp bebeği, siz mutlu olmayacaksanız aklınızdan bile geçirmeyin.... yaşadım biliyorum, tüm düzenimiz şimdiden değişti, hayatım şimdiden kilitlendi....

14 Ocak 2017 Cumartesi

tüp bebek mi, hem de 40 yaşındaaaaa

Uzun uzun zaman sonra, günlerce yatağa bağlanınca tekrar geldi elime sevgili bilgisayarım.... Hem tüp bebek deneyimimi paylaşmak, hem de duygularımı hislerimi paylaşmak için iyi ki var burası.

Hepimiz gibi ben de planlarımı yaparken, hayat ve kader elele vermiş gülüyorlarmış meğerse. 40 yaşına gelince anladım, 25 yaşında iken 30 a kadar koyduğum hedeflerin hiçbirinin gerçekleşmediğini; ama bana başka başka anılar kutuları biriktirdiğini.... evet evet, 25 yaşında iken benden büyük arkadaşlarıma abilerime "görürsünüz 30 yaşıma geldiğimde evlenmiş ilk çocuğumu bekliyor olacağım" derdim; ki an itibariyle kırk yaşında ilk tüp bebek denemesinin son kulvarında çocuksuz bir kadınım arkadaşlar :)

34 yaşında çıktı karşıma hayat arkadaşım, can yoldaşım (tanıştırana selam olsun, ayrı bir yazı konusu kendisi ve dostluğumuz, hatırlatın). Meğer o güne kadar yaşadığım her tecrübe o en kıymetlime, son tahtım altın bahtıma (gülmeyin vallahi öyle) hazırlıkmış.... kendisinin kıymetini bilmek için geçilmesi gereken engebeli dikenli engellerle dolu bir yolmuş yürüdüğüm, ki sonunda adına koca dedikleri en güzel vaha varmış meğerse.... insan 34 ünde bulunca, apar topar oturtuyor o nikah masasına, 35 de evlenmiştik... şimdi tuhaf gelen düşüncelerle doluydum aslında o imzayı atmadan önce "evlenir evlenmez çocuk istiyoruz biz" diye dolanıyordum ortalıkta.... ne zaman ki evlendik, etrafımızda bekar eğlenceli arkadaşlarımızla üniversite kafası yaşamaya başladık, dur bakalım, azıcık gezelim, toparlayalım durumumuzu vs vs vs..... böyle böyle 3 yıl geçmiş, çocuk da olmamış, eksikliğini ve
ol-a-madığını farketmemişiz iyi mi.... aklınızda olsun, etraf en fazla o kadar susuyor, sorularına başlamıyor, yada ısrarcı olmuyor. 4. yıl farkına vardık soruların, eksikliğin ve beklentinin iyi mi.... bu arada benim o martavallarım vardı ya hani çocuk istiyorum ölüyorum bitiyorum nutukları atan, onlar da beni terk etmiş meğer aldığım her yaşla birlikte.... ama tabi noluyo leennn 5 çocuk doğuran hatunun kızıyım ben, anasına bak kızını al noldu diye doktorlara da gitmeye başladım tabi.... hiç bir problem yok, hatta yaş ve sigara faktörlerine rağmen over rezervleri gayet iyi durumda dedikçe, doktor değiştirdim, e olmuyordu ama işte, sorun yoktu ama yaş ilerliyordu sonuçta, gittiğim her doktor tip bebek diyordu.... evde konuşmaya başlamıştık, ben karşıyım deyince, tamam hayatım nasıl istersen yaptırmayalım diyen kocacım, bir süre sonra acaba bir kez denesek mi demeye başladı (sağolasın mahalle baskısı)

ebeveyn olmak için üremek gerekmediğini şiddetle, ısrarla, tepinerek savunanlardanım. neden hiç bir problem yokken çocuğu olmaz insanın, git bir yetimin başını okşa, hayat yolunu güzelleştir demek istemiyor mudur Rabbim? bu arada iki kedi evlat edindik tabi, onu söylemeyi unuttum.... onlar da evladımız gibi değil mi, öyle hissetmiyor musun, e bi de bunun iki ayaklı ve konuşanını evlat edinsek dediğimde (sakın kediyle çocuğu bir mi tutuyorsun saldırısına geçmeyin, fena yaparım, çenemi kapatamazsınız) tamam haklısın ama bir kez denesek savı çıkıyordu karşıma.

insan aşık olunca, insan kendinden çok sevince, insanın gerçekten hayat arkadaşı, yol arkadaşı sevilmesi saygı duyulması gereken biriyse onu mutlu etmek için kendi savunduklarını bir süre erteleyebiliyormuş, tüp bebek sonucumu beklerken anladım....

evet, araştırmalar, borçlanmalar, hesaplar kitaplar, gel-gitler sonucunda 23 Aralık 2016 tarihinde kendimizi Novaart'ta Mehmet Hocanın karşısında bulduk, haftaya da sonucu öğreneceğiz inşallah....

11 Temmuz 2016 Pazartesi

2016 Mayısında emekli oldum :) emekli dediysem, hemen aklınıza artık evhanımlığı yaptığım gelmesin, daha işsizliğin keyfini süremeden canım babamı memlekete gönderip emlak ofisinde onun koltuğuna oturdum, çalışmaya devam kısacası.... dolayısıyla ramazan başında Kırşehir'e giden annem ve babamla hasret gidermeceli bir bayramdı bu.... ilk kez bu kadar uzak kaldılar bizlerden.... e tabii dönüş yoluna çıkarken ayrılmak da o denli zorlu oldu :) hepimiz için yepyeni bir dönem anlayacağınız bu yaz... benim için de 30 lu yaşların sonu maalesef. İşte bu dönemeçler sebebiyle yazma olayını burada geliştirebilirsem daha da uzun, upuzun hayat hikayesi yazmayı istiyorum aslında. Ama tıpkı önceden olduğu gibi yine konular, olaylar, kelimeler, hatıralar beynimin içinde uçuşmasına rağmen toparlayıp yazıya dökemiyorum..... sadece bir fotoğraf paylaşarak herkesin kendine göre yorumuna bırakarak iyi akşamlar diliyorum....

NOT: Blog yazmak bildiğiniz profesyonel bir işmiş, bi türlü konstantre olmama izin vermiyorlaaarrrr

13 Haziran 2016 Pazartesi

Merhaba Blog dünyasıııı




Uzun uzun zamandır yazı yazmayı, içimi dökmeyi istiyordum.... Aslında şu anda bilgisayarın başında çalışmam, en kötü ihtimalle mutfakta yemek yapmam gerekiyor da 3 haftalık taze emekli olarak, yeni yeni evde zaman geçirmeye başlayınca pek bir tembel oldum bildiğiniz gibi değil :) tabi ki bunda şu anda yanımda uyuklayan 1 aylık minnak kediciğin de etkisi var, o uyuyor ben oturuyorum, o oynuyor ben yine oturuyorum :D
Neyse, bundan sonra sık sık yazacağım, kafamda uçuşup duruyor hatta konu başlıkları.... ama ilk konum evde ki üç kedili yaşamın nasıl başladığı olacak :) haydi ben kalkıp yemek koyayııımmmm